Pamukkale Turizm
Ana Sayfa Sağlık 8 Mayıs 2025 49 Görüntüleme

Uzmanından Sosyal Medya Uyarısı: Normal Duygu Döngüsünü Bozuyor

Milli Eğitim Bakanlığı Ataşehir Rehberlik ve Araştırma Merkezi ile Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi iş birliğiyle düzenlenen ve Anadolu Yakası’ndaki psikolojik danışmanları bir araya getiren “Anadolu Yakası PDR Günleri” etkinliği gerçekleştirildi. Konferansta konuşan psikolojik danışman Doç. Dr. Serdar Körük, “Sosyal medyayı kullanarak fotoğraf paylaştığımızda ardından etkileşim alınca haz duyuyoruz. Haz duydukça regülasyonumuz bozuluyor yani haz eşiğimiz yükseliyor. Daha sonra yaptığımız aktiviteler bize yeteri kadar haz vermemeye başlıyor. Aslında normal giden bir döngüyü biz bozmuş oluyoruz” dedi.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği’nin de destek verdiği etkinlik, Yeditepe Üniversitesi’nin Kayışdağı Kampüsü’nde yapıldı. “Koruyucu ve Önleyici Ruh Sağlığında Güncel Konular” temasıyla düzenlenen konferansa 900’den fazla Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (PDR) uzmanı katıldı. Etkinlikte dijital çağda duyguların yönetimi, ruh sağlığı, yeni nesil zorluklar ve çözüm önerileri gibi konular ele alındı.

Etkinliğe Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun, Ataşehir Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Alaaddin Karaca, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Şube Müdürü Zeynep Aydın, Türk PDR Derneği Genel Başkanı Mesut Yıldırım, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş, araştırmacı-yazar Prof. Dr. Selçuk Şirin, Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Başkanı Doç. Dr. Serdar Körük, öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşen Köse Şirin ve çok sayıda akademisyen katıldı.

 Durman: “Toplumsal Bir Vizyonun Göstergesi”

Konferansın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mehmet Durman, “2025 yılı, bireyin ruh sağlığını yalnızca bir sağlık başlığı olarak değil; toplumsal vefa, eğitim ve sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirdiğimiz kritik bir döneme işaret ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2030’a uzanan Ruh Sağlığı Eylem Planı sadece klinik müdahaleleri değil, toplum temelli önleyici yaklaşımları da kapsıyor. Bizler de bugün bu bilinçle bir aradayız. Bu buluşma yalnızca mesleki gelişim değil, aynı zamanda toplumsal bir vizyonun göstergesidir,” dedi.

“Amaç, Okul Psikolojik Danışmanlarını Güncel Konularla Buluşturmak”

Etkinliğin temel amacının, okul psikolojik danışmanlarını güncel konularla ilgili bilgilendirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun ise “Psikolojik danışmanların mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla akademisyenler ile sahada çalışan profesyonelleri bir araya getirdik. Bugün burada 900’den fazla okul psikolojik danışmanını ağırlıyoruz. Gün boyunca iki panel ve 20’den fazla çalıştay ile danışmanların güncel bilgi ve yaklaşımlarla etkileşimli, verimli bir gün geçirmelerini hedefliyoruz” dedi.

Prof. Dr. Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü: “Okul psikolojik danışmanları ve ebeveynler, çocukların potansiyellerini ve kendilerini tanımalarını sağlayarak onlara ilk adımda yardımcı olabilir. Dijitalleşen dünyada çocukları dijital ortamdan tamamen koparmak kolay değil, doğru da doğru değil. Ancak dijital becerilerini geliştirerek, sosyal izolasyona düşmeden akranlarıyla etkileşime geçmelerini sağlamak ve böylece dijitalleşmeyle uyumlu bireyler olmalarını desteklemek gerekiyor. Yani çocukları engellemekten ziyade, dijital ve sosyal yaşam becerilerini birlikte geliştirmelerini sağlamak önemlidir.”

 “Dijital Bağımlılık Diğer Bağımlılıklarla Aynı Mekanizmaya Sahip”

Etkinlikte konuşan Yeditepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serdar Körük, dijital medyanın bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini anlattı:

“Dijital medya, oyunlar, sosyal medya, çevrimiçi alışveriş platformları ve akıllı telefon kullanımı gibi birçok başlığı kapsayan bir alan. Tüm bu başlıklar, davranışsal ve teknolojik bağımlılıklar grubuna giriyor. Bu bağımlılıkların hem psikolojik hem de fizyolojik etkileri, diğer bağımlılık türleriyle aynı mekanizma üzerinden işler. Yani dopamin üzerinden çalışan haz sistemiyle.”

Doç. Dr. Körük, sosyal medya kullanımının bireyin haz eşiği üzerindeki etkisine de dikkat çekti:

“Dijital medya kullandığımızda ya da sosyal medyada etkileşim aldığımızda haz duyuyoruz. Bu haz, beyinde dopamin salgılanmasına neden olan biyokimyasal bir süreç. Ancak bu süreç sık tekrarlandıkça haz eşiğimiz yükseliyor, regülasyon bozuluyor ve daha önce keyif aldığımız aktiviteler artık yeterli gelmemeye başlıyor. Haz seviyesini korumak için aynı uyarana sürekli maruz kalma ihtiyacı doğuyor ve bu da dijital bağımlılığa zemin hazırlıyor. Uyarana ulaşamadığımızda ise yoksunluk belirtileri ortaya çıkabiliyor.”

“Dijital Medyayı Araç Olarak Kullanmalıyız”

Doç. Dr. Körük konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Haz eşiğimizi koruyabilmek için dopamin toleransını dengede tutmalıyız. Çocukluk döneminden itibaren aşırı uyarana maruz kalan bireylerin haz toleransı düşük olur. Dijital medya, ihtiyaçlarımızı karşılayan bir araç olarak kalmalı, ihtiyacın kendisine dönüşmemelidir.”

 “Okullar, Eşit ve Adil Erişimin Anahtarıdır”

PDR uzmanı Doç. Dr. Ayşen Köse Şirin ise, ruh sağlığı hizmetlerine erişimin eşit ve adil olması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Bu noktada okul psikolojik danışmanları çok önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü farklı sosyo-ekonomik düzeydeki tüm çocuklar için erişilebilir durumdalar. Ayrıca yalnızca sorun çözen profesyoneller değil, okul iklimini destekleyen, topluluk temelli yapılar oluşturan ve önleyici çalışmalar yürüten kişilerdir.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Pamukkale Turizm
Tema Tasarım | Osgaka.com