– Merhabalar Zeynel bey, ilk olarak okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?
Metafizik ve Tasavvuf arasında mekik dokuyan bir yolcuyum aslında. Kendimi en net ifade ediş tarzım bu. Dünyaya geliş amacımı sorgulamaktan öte, var olduğum her an kendime ve etrafıma yararlı olma amacı güden bir ruhum var. Bundan dolayı, sürekli çalışıyorum ve sürekli ruhumu beslemem gerektiğinin bilincinde bir felsefeyi takip ediyorum. Tüm bunların dışında, Astroloji ve Metafizik Uzmanı Zeynel Eroğlu olarak tanınıyorum.
– Bu mesleğe başlamanız nasıl oldu?
Meslek değil, mesleğin ötesinde; bir yaşam biçimi benimkisi. Astroloji ve Metafizik alanında çalışma yapan tüm dostlar veya üstatlarda mutlaka aynı ifadeyi kullanırdı. Medyum veya Metafizik Uzmanı olmak, sonradan edinilen bir iş veya meslek değildir. Ruhsal olarak bu gibi ilimlere uygun olunması gereklidir. Her isteyen kişinin medyum olması düşünülemez. Her bünyenin böyle bir sorumluluğu taşıması mümkün değildir. Babamdan sonra bana geçen bir miras, bir kazanım olarak görüyorum ben. Kaderin getirdiği bir sorumluluktur gizli ilimlerle uğraşmak ve bu konuda tecrübe kazanmak…
– Size ulaşanların büyük bir kısmı hangi konuda yardım talep ediyor?
Aklınıza gelebilecek hemen her konuda danışanlarım oluyor. Çoğunlukla aşk ve sevgi bağlamında bazı problemler yaşayan kişiler başı çekiyor diyebilirim. Diğer taraftan tıbbın çare bulamadığı veya yetersiz kaldığı bir takım ruhsal problemler yaşayan danışanlarımda çoğunlukta. Ancak genel anlamda gönül işleri, terk eden sevgililer, aşkına karşılık bulamayan yaralı kalpler, kısmet bağlanmış veya yıldız düşüklüğü yaşayan kişiler diyebilirim.
– Astroloji ile de uğraştığınızı biliyoruz. Astrolojik anlamda önümüzde ki günler biraz karışık görünüyor. Ne söylemek istersiniz bu konuda?
Balık çağını geride bırakıp, Kova çağına giriş yaptık. Balık duygusaldır, aklına eseni yapan, bazen vurdumduymaz, bazen ağlak, duygularını göstermekten çekinmeyen ancak çok da gururlu bir burç karakteridir. Balık çağında insanlık olarak biz bu karakterin bir sentezini yaşadık. Savaştık, ağladık, kayıplar verdik, yardımlaştık, sevdik, eğlendik, Lale Devri yaşadık, Berlin duvarını yaptık ve sonra o duvarı kutlamalarla yıktık, Çin seddini aştık ve daha bir sürü şey… ancak Kova çağına girdiğimiz andan itibaren Covid-19 Coronavirüs ile perdeyi açtık. Bu çok ciddi bir durum. Çünkü, kovanın olduğu yerde, genelde bu sıkıntılar tarih boyunca yaşanmıştır.
Gündeme baktığımızda Covid-19 salgını ve ülkemizle ilgili geleceğe yönelik görüşleriniz nelerdir?
Sadece ülkemiz değil, dünyamız küresel anlamda bir tehdit altında. Özellikle Satürn’ün de sahnede olduğunu da varsayarsak, insanlık tarihine geçecek günler yaşıyoruz. Covid-19 Coronavirüs Salgınının bir yıl daha gündemimizde kalacağını düşünüyorum. Çünkü hem gökyüzü hareketleri hem de var olan durumun potansiyeli en az 10 ay daha Covid-19 Coronavirüs konusunun ağırlığını koruyacağını söyleyebilirim. Ancak işin ilginç ve sevindirici yanı, Kova burcuna geçiş yaptığımız andan itibaren bilim ve teknoloji açısından çok fazla ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Dünyanın 100 yılda geldiği seviyeye, bundan sonra ki 10 yılda gelebileceğimizi düşünüyorum. İnanılmaz buluşlar ve müthiş teknolojik gelişmelere gebe bir çağa giriş yaptık. Yaşayıp göreceğiz diyelim…
– Size çalışma yaptırma konusunda isteği olanlar hangi yollarla ulaşabilirler?
Türkiye’de ilk Medyum sitesini ben kurdum ve internette marka haline geldim. Medyum Zeynel Eroglu aramasında; Websitelerim: www.medyumca.com, www.zeyneleroglu.com.tr www.medyumzeyneleroglu.com ve Sosyal Medya hesaplarım çıkacaktır. Ayrıca, 0533 594 25 77 nolu Whatsapp hattım üzerinde daima bana ulaşabilir herkes.
– Son olarak ziyaretçilerimize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İnsanlar, umutsuz ve inançsız oldukları için hasta oluyorlar. Kendini sevmeyen ve kendine değer vermeyen hiç kimse bir başkasını sevemez; aynı zamanda sevgi de bekleyemez. İnsan olmanın en şerefli görevi, bir insanın bir diğer insana saygı duymasından geçer. Çözümsüz hiçbir dert veya problem yoktur. Yüce yaratıcı, yarattığı varlığı başı boş bırakmadığı gibi, dermansız da koymamıştır. Tüm danışanlarıma dediğim gibi, hayatta tek felsefeniz olsun: Umudunuzu ve İnancınızı Kaybetmeyin…
Umut etmek ve inancımızı korumak demek; kurumuş bir ağaç dahi olsa bir yerinden filiz vermesi ile eş değerdir. Bataklıkta biten nilüfer ve karın ortasında açan kardelen gibi; ya da heybetli bir dağın dibinden kendine yol bulan bir ırmak gibi…
